2 Kasım 2012 Cuma

FIFA DÜNYA KUPASI


             FIFA Dünya Kupası

FIFA Dünya Kupası (İngilizce: FIFA World Cup), FIFA tarafından dört yılda bir düzenlenen futbol organizasyonudur. 1930 yılında düzenlenmeye başlanmıştır. 1942 ve 1946 yıllarındaII. Dünya Savaşı nedeniyle yapılamamış olan Dünya Kupası'na gitmek için dünya üzerindeki 200 millî takım iki yıl boyunca mücadele verirler. 19 kez düzenlenen turnuvanın en başarılı takımı kupayı 5 kez kazanan Brezilya'dır. En son düzenlenen 2010 yılında turnuvayı final maçında Hollanda'yı uzatmalarda 1-0 yenen İspanya kazanmış ve tarihindeki ilk dünya şampiyonluğuna ulaşmıştır.
Turnuvanın geçerli statüsünde 32 millî takım grup mücadelelerinden itibaren bir ay boyunca kupada boy göstermeye başlar. Bu bir aylık süreye FIFA Dünya Kupası Finalleri adı verilir.
Şimdiye dek düzenlenen ondokuz turnuvayı sekiz farklı millî takım kazanmıştır. Brezilyakazandığı 5 şampiyonluk ile kupanın en başarılı takımıdır, ayrıca tüm finallere katılmış olan tek takımdır. Brezilya'nın ardından 4 şampiyonluk ile İtalya, 3 şampiyonluk ile Almanya, 2'şer şampiyonluk ile Arjantin ve ilk turnuvayı kazanan Uruguay,1'er şampiyonluk ile deİngiltere, Fransa ve İspanya gelir.
FIFA Dünya Kupası dünyanın en çok izlenen spor olaydır. Almanya'da düzenlenen 2006 FIFA Dünya Kupası'nın final maçını yaklaşık olarak 715.100.000 kişi izlemiştir.

Basketbolda Turnike Nasıl Atılır

                      Basketbolda Turnike Atışı

Arkadaşlar bu yayınımızda sizlere türnike hakkında genel ve özel bilgiler vereceğim.
Turnike basketbol oyununun temel şutlarındandır. Potaya yakın bir yerlerde top sürdükten veya pas aldıktan sonra yapılabilir. Başarılı bir turnike yapabilmek için şunlara dikkat edilmelidir:
• Kural hatası yapmadan turnike atışı yapabilmek için, topu tuttuktan sonra sadece iki adım atabilirsiniz.




sporsevgimiz.blogspot.com
• Top iki elle, iki adım yürüyüşüne geçmeden önce tutulmalıdır. Turnikede birinci adım uzun, ikinci adım kısa olmalıdır. Çünkü oyuncu ikinci adımında öne doğru yapmış olduğu hareketini, yukarıya ve potaya rahat yükselebilmesi için kısa tutması yararlı olacaktır. 
• Son aşamada sağ veya sol ayak üzerinde kuvvetli olarak sıçranmalıdır. Aynı anda atışı yapan elin dizi ritmik olarak karna doğru çekilmelidir. 
• İki elle tutulduğunda vücudun önünde olan top, baş üzerinden yukarı doğru kaldırılır ve atış kolunun uzatılması ve el bileğinin bükülmesi ile ya direk olarak çemberin içine ya da pota levhasına vurdurularak atılmalıdır.

Kaynak:
sporsevgimiz.blogspot.com

Futbolda Penaltı Nedir?



Futbolda Penaltı Atışı Nedir?

Arkadaşlar bu yayınımızd sizlere penaltı hakkında bilgi vereceğim.Beyeneceğinizden eminim.
Penaltı, futbolda ceza ifade eden bir terimdir.
Bir penaltı vuruşu, top oyunda iken, bir oyuncunun, kendi ceza sahası içinde rakip oyuncuya faul ile cezalandırılabilecek 10 kural dışı bir hareketten birini veya birden fazlasını yapması durumunda yapan takımın aleyhine verilir (FIFA futbol oyun kuralları, Kural 14 Penaltı).

10 İhlal:
  • Rakibe tekme atarsa veya tekme atmaya teşebbüs ederse,
  • Rakibi çelmelerse veya çelmelemeye teşebbüs ederse,
  • Rakibin üstüne sıçrarsa,
  • Rakibe küfür ederse,
  • Rakibe vurursa veya vurmaya teşebbüs ederse,
  • Rakibinine tecavüz ederse
  • Topu kazanmak için ayakla müdahale ederken (tackle) topa dokunmadan önce rakibe dokunursa,
  • Rakibini tutarsa,
  • Rakibe tükürürse,
  • Topu eliyle bilerek oynarsa (kendi ceza alanındaki kaleci hariç)
Lehinde karar verilen takım ceza sahası içinde bulunan beyaz noktadan, karşısında yalnızca 
                              Bir penaltı atışı
kaleci olacak şekilde kaleye şut çekme hakkı kazanır.

Penaltı atışı 

Atışın yapıldığı beyaz noktaya penaltı noktası adı verilir ve tüm penaltı atışları penaltı noktasından yapılır. Penaltı noktası kale çizgisinden 11 metre (ya da İngiliz birim sistemine göre 12 yard = 10,9728 metre) uzaklıktadır. Penaltı atışı sırasında vuruşu yapacak oyuncu ile rakip kaleci dışındaki bütün oyuncular oyun alanının içinde, ceza sahasının dışında bulunmak zorundadır. Kaleci topa vuruluncaya kadar kendi kale çizgisini terk edemez. Vuruşu yapan oyuncu topu ileri (kaleye doğru) atmak zorundadır. Kaleci atışta kale alanını olabildiğince doldurmaya çalışır. Yükseğe ve köşeye atılan toplarda gol olma olasılığı en yüksektir.
Top kendi çevresinde 1 defa döndükten sonra oyunda kabul edilir. Atışı yapan oyuncu, başka bir oyuncu oynamadan topla ikinci defa temas edemez. Top kale direklerinin arasından geçerken kaleciye dokunsa bile gol kararı verilir. Gerektiği zaman, ya da devrenin bitiminde penaltı atışı kararı verildiğinde atış yapılır. Ancak gol olmuşsa başlama vuruşu yapılmaz. Savunma halindeki takım, yukarıdaki kuralları ihlal ettiği takdirde gol olmamışsa atış tekrar edilir. Penaltı vuruşunu yapan oyuncu dışında, hücum eden takım oyuncularından biri kuralları çiğnediği zaman, vuruşu yapan oyuncu gol atmış ise sayı iptal edilir. Top kaleci tarafından kurtarıldığı ya da başka biçimde gol olmadığı takdirde oyun normal olarak devam eder. Kuralı bizzat atışı yapan oyuncu ihlal etmişse, o noktadan bu oyuncunun takımı aleyhine endirekt serbest vuruş cezası verilir (Bu durum atışı yapan oyuncunun kaleciyi aldatması halinde de geçerlidir).
Penaltı atışını yapan oyuncu bunu kaleye doğru olmak şartıyla pas olarak da kullanabilir. Takım arkadaşlarından biri, topun kendi çevresinde bir tur dönmesinden sonra cezaalanına girerek topa vurduğu ve kaleden içeri soktuğu takdirde gol kararı verilir.

Temdit penaltısı 

Temdit penaltısı; ilk yarının ya da maçın bittiği anda verilen penaltı kararlarıyla, kupa maçlarında normal ve uzatma süreleriyle denkliğin bozulmaması halinde başvurulan penaltı atışlarıdır. Temdit penaltısının atılışı sırasında özel kurallar uygulanır. Atışı yapan oyuncu ile kalecinin dışındaki oyuncular, atış sırasında sahanın uzak bir bölümünde (genellikle santra yuvarlağı içinde) beklerler. Atışın golle sonuçlanmaması, direkten ya da kaleciden dönmesi durumunda öteki oyuncular müdahale edemez ve atış sona ermiş sayılır. Atışı yapan oyuncu da kalecinin müdahalesiyle geri dönen topa ikinci vuruşu yapamaz. Temdit penaltısında gol olmuşsa, atışı yapan takım hesabına 1 sayı kaydedilir. Gol olmamışsa atış yapılmış ve sona ermiş sayılır. Hakem durumu bitiş düdüğü ile ilan eder.

KAYNAK
:SPORSEVGİMİZ.BLOGSPOT.COM

1 Kasım 2012 Perşembe

Ofsayt Nedir


Ofsayt nedir?

                 Ofsayt nedir?


Arkadaşlar sizce ofsayt nedir?Ofsayt üzerinde en çok tartışılan futbol kurallarından biridir. Topun son oynandığı anda, rakip kale çizgisine toptan daha yakın bulunan futbolcunun durumu “off-side (ofsayt) olarak belirtilir. Ancak bu oyuncu kendi yarı sahasında bulunuyorsa ofsayt geçersizdir. Aynı biçimde, kendisi ile rakip kale çizgisi arasında en ak iki rakip oyuncu varsa ofsayt yine geçersizdir. Bir oyuncu ofsaytla cezalandırıldığı takdirde, rakip takım aynı yerden bir endirekt serbest vuruş kazanır.
Ofsayt kuralının yorumu International Board tarafından sık sık değişikliğe uğratıldı. Bunlardan en önemlileri “pasif ofsayt” kavramı oldu. Buna göre, bir futbolcu ofsayt pozisyonunda olduğu halde, oyuna ve rakibe bir müdahalede bulunmuyorsa, kendisine ve takım arkadaşlarına avantaj sağlamıyorsa, ofsayt geçersizdir. Bu duruma “pasif ofsayt” denir. International Board ayrıca, 1990 Dünya Kupası’ndan sonra rakibiyle aynı hizada bulunan futbolcunun ofsayt sayılamayacağına karar verdi.
Ofsayt kuralının geçersiz sayılması için bir başka şart da topun kaleciden yada rakip futbolcudan gelmesidir. Bu durumda ofsayt bozulur. Ofsayt kuralında en önemli unsur, topun oynandığı son andır. Bir futbolcu, arkadaşının topla oynadığı anda ofsayt durumunda değilse, atak yaparak ileride topla buluştuğu takdirde ofsayt sayılmaz.
Ofsayt kuralında en önemli görev yan hakemlere düşer. Yan hakemler, en gerideki savunma oyuncusunun hizasında kalarak, bu hattın daha ilerisine geçen hücum oyuncularını gördükleri zaman bayrağı havaya kaldırıp ofsyat durumunu işaret ederler. Orta hakem bu uyarı üzerine ofsayt kararı verir ve savunan takım, topu endirekt serbest vuruşla oyuna sokar. Korner ve taç atışları kale vuruşu, hakem atışı gibi direkt vuruşlar sırasında, ofsayt kuralı geçersizdir.
Ancak kural atıştan sonra topla ilk oynayan oyuncu için uygulanır...
Öğrendinizmi ofsaytın ne olduğunu?          sporsevgimiz.blogspot.com

30 Ekim 2012 Salı

Sumo Güreşi Ve Kuralları

 

SUMO GÜREŞİ NEDİR KURALLARI NELERDİR?

Arkadaşlar bu yayınımızda sizlere sumo güreşi hakkında bilgi vereceğim.
Dünyanın kendine has bazı spor dalları vardır. Ve sadece bazı ülkelerde yapılır. Dünya sporu olarak değerlendirilmez. İşte bu sporların en belirgin olanlarından biriside Sumo Güreşidir ve sadece Japonyada yapılmaktadır.
Sumo güreşinin bazı özelliklerini biraz tanıyalım;
Sumo güreşi bir Japon güreş sporudur.
Tarihi çok eski yıllara dayanır.
Geleneksel bir spordur.


Bu Yaz Hangi Sporlar Moda Olacak


 sporsevgimiz.blokspot.com
s
Denizdeki snowboard : wakeboard


Wakeboard, için suda yapılan snowboard benzetmesi yapmak mümkün. Kısa ve geniş olan wakeboard tahtasını ayağına bağlayan kişi, tekneyle, dalgalı olmayan deniz üzerinde çekiliyor ve işte böylece wakeboard yapmış oluyor. İlk bakışta snowboarda benziyor ancak teknik olarak pek çok farklılığı var. Örneğin bağlamalar, su üzerinde hareket etmeye olanak tanıyacak şekilde geliştirilmiş.
Yaklaşık 30 km hızla seyreden tekne, arkasında iki büyük dalga bırakıyor -bu dalgalara "wake" adı veriliyor - ve wakeboardcu bu iki dalgayı rampa gibi kullanarak atlayışlarını gerçekleştiriyor. Zaten wakeboardun en önemli özelliği sınırsız akrobatik hareket imkanına olanak tanıması. Tabii, başlangıç seviyesinde olanları bu dalgaları görmezden gelip ortadan sakin sakin gitmeleri de mümkün. Son derece zevkli ve geliştirilmeye müsait bir spor olan wakeboardun,

29 Ekim 2012 Pazartesi

Spor Çeşitleri

                                                               Spor Çeşitleri

Arkadaşlar  bu gün sizlere spor çeşitleri hakkıda bilgi veraceğim.Beyeneceğinizden eminim.
TENİS SPORU :
Küçük bir topun raketle vurularak oyun alanının orasına gerilmiş olan file üzerinden karşı sahaya atılmasıyla oynanan spor dalıdır.Tenisin kökeni kimilerine göre antik Roma döneminde, çıplak ya da eldivenli el ile oynanan “tringon” adı verilen oyuna dayanır. Diğer bir görüş ise benzer bir oyunun ilk kez Meksika’da Toltec yerlileri tarafından oynandığı ileri sürülmektedir. Mısır ve İspanya’da bulunan fresklerde ve Rönesans dönemi İtalya’sından kalma resimlerde, “giocco del pallone” ve “juego de pelota” isimleri altında, benzer esaslara dayanan oyunların duvarla çevrili alanlarda oynandığı görülmektedir.
VOLEYBOL SPORU :
Altışar kişiden oluşan iki takımın topu üç pasta filenin üzerinden geçirmeye ve rakip takımın sahasına düşürmelerine dayanan spor dalı. Voleybol 1885 yılında Amerika’da icat edildi. Holyoke YMCA Okulun’da öğretmenli yapan William Morgan basketbol topunun iç lastiğiyle böyle bir oyunun oynanabileceğini düşündü ve ilk uygulamayı öğrencileri arasında yaptı. 1. Dünya savaşı yıllarında voleybol Uzakdoğu’ya ve Avrupa’ya yayıldı.1964 Tokyo Olimpiyatlarından itibaren olimpiyat programına alınan voleybol’da 80′li yıllara kadar Sovyetler büyük üstünlük kurdu.
KAYAK SPORU :
Fiber ya da plastik maddelerden yapılmış olan kayaklarla kar üzerinde çeşitli yönlere kaymaya dayanan spor dalıdır. İnsanlık tarihi kadar eski bir spor dalı olan kayak, insanoğlunun doğa ile yapmış olduğu yaşam savaşı sonucu ortaya çıkmıştır. Tarih öncesi çağlarda insanların kışın karda batmamak amacıyla, ayaklarına bağlamış oldukları çeşitli şekillerdeki ağaç parçaları kayağın en ilkel şeklini temsil etmektedir.
MASA TENİSİ SPORU :
Bir masanın iki tarafındaki sporcuların ellerindeki raketler yardımıyla küçük bir topu, masanın ortasına gerilmiş ağ üzerinden karşı tarafa geçirmeye çalıştıkları spor dalıdır. Masa tenisi, 16. yüzyılda İngiltere’de yemek masalarının üzerinde lastik bir topun, rakete bezeyen kasnaklar aracılığıyla fırlatılarak oynanması sonucu tesadüfen ortaya çıktı. İlk zamanlar “ping pong” adı verilen bu oyun, 19002 yılında kurulan Ping Pong Birliği’nin, 1921-22 yılları arasında tekrar oluşturulması ile birlikte “Masa Tenisi” olarak anılmaya başlandı.
POLO SPORU :
İki takım arasında, top ve sopalar yardımıyla at üzerinde oynanan bir açık alan oyunudur. Küçük bir topu uzun soplar yardımıyla rakip kaleye atarak sayı kazanılmaya çalışılan “polo” oyununda oyuncuların hem ata binme hem de topa vurma becerilerinin çok iyi olması gerekir.
SÖRF SPORU :
Uzun bir boarddan yararlanarak, dalgaların üstünde ayakta kaymaya dayanan spor dalıdır. Rüzgar ve dalganın etkisiyle yapılan ve rüzgar sörfü olarak da bilinen wındsurf’e, yelken dalı içinde yer verilmiştir.
SU KAYAĞI SPORU :
Ayağa takılı kayaklar yardımıyla, hızla giden bir teknenin arkasına bağlı olan halata tutunarak su üstünde kaymaya dayanan açık hava sporudur. Su kayağı sporunun ilham kaynağının, karda atlar tarafından çekilen kayakçılar olduğu sanılmaktadır. İlk kez 1925 yılında ABD’li Fred Walter bu spor dalının patentini aldı. Gerçek anlamda bir spor olarak ilk kez denenmesi ise 1920′li yıllarda ABD’li Ralph Samuelson tarafından yapıldı. 1930′lu yıllarda, başta ABD olmak üzere, Avusturalya, İngiltere ve Fransa’da yaygınlaştı, 1946′da ise, dünya çapındaki en önemli karar ve yönetim organı Dünya Su kayağı Birliği “World Waterski Union” (WWSU) kuruldu. 1949 yılında su kayağın da ilk Dünya Şampiyonası yapıldı; daha sonara bu şampiyona düzenli olarak sürdürüldü.
TEKVANDO SPORU :
Rakibe karşı silahsız olarak, çıplak el ve ayaklarla yapılan savunma tekniklerini içeren spor dalıdır. Tekvandonun kelime anlamı: Tae; ayak, Kwon; el, Do;yol-sanat olup, el ve ayakla savunma sanatı anlamına gelir. Fakat tekvando, sadece bir teknik ve yetenek olmayıp, aynı zamanda felsefi ve insancıl değerler toplamıdır.
SU TOPU SPORU :
Havuzda 7′şer kişilik iki takım arasında oynanan, batmaz bir topu rakip takımın kalesine sokmayı amaçlayan su sporudur. Sutopu, süratli bir takım oyunudur ve oyuncuların iyi yüzücüler olmalarının yanı sıra, ciğer kapasitelerinin de çok yüksek olması gerekir.Sutopu, 1870′li yıllarda İngiltere’de ortaya çıkmış; kuralları belirlenmiş olarak ise ilk kez 1890 yılında İngiltere ile İskoçya arasında oynanmıştır. 1900 yılında da Olimpiyat Oyunları’nda yer almıştır. Sutopunun uluslararası yönetim organı, Amatör Yüzme Federasyonu’na (FINA) bağlı Uluslararası Sutopu Yönetim Kurulu olup, 1908′de  kurulmuştur. 1920′li yıllarda sutopunun güç ve yetenek isteyen spor dalı olmasını sağlayan derin havuzlar kullanılmaya   başlanmıştır. 1937 yılında ise FINA, sutopu oyununun tam şişirilmiş, pas yapma becerisi yüksek topla oynanmasını karara bağlamıştır.
HALTER SPORU :
Halter sporunun geçmişi ilkel toplumlara kadar uzanmaktadır. Söz konusu dönemlerde, erkek çocukları için yapılan “ergenlik sınavında” özel bir taşı en çok kaldıran sınavı kazanmıştır. Halterin bir spor dalı olarak kabul edilmesi ve ilgi görmesi ise 18.yy. sonlarına kadar dayanmaktadır. Ancak Halterciler(Alman Eugene Sandow, Arthur Saxon ve Fransız Louis Apollon) şovmen, haltercilik de panayır ve tiyatrolarda bir gösteri biçimi olarak kabul edilmiştir.
JUDO SPORU :
Rakibe vurmaksızın denge ve güç unsurlarının kullanarak savunma yapmaya dayanan spor dalıdır. Judo, Jujutsu’dan doğan spor dallarından birisidir. Jujutsu ve Judo Çin karakteri ile yazılan kelimeler olup Ju, her ikisinde de “Yumuşaklaşmak” veya “Yol Verme”, Jutsu “Sanat Çalışma”, “Do” ise “Prensip” veya “Yol” anlamına gelmektedir. Jujutsu”Yumuşak Sanat”,Judo zafer kazanmak için önce yol vermeyi ifade eden “Yumuşaklılık Yolu”, Kodokan ise,”Yolu Çalışma Okulu” demektir. Judonun amacı,zihinsel ve ahlâki disiplin yoluyla sağlam karakterli insan yetiştirirken vücudu kuvvetli, faydalı ve sağlıklı yapmaktır. Judoda birinci kural, kuvvete karşı koymadan rakibin kuvvetinden yararlanmak, ikinci kural ise şiddet kullanmamaktır. Judocu rakibine acı vererek değil, onu acı sınırının eşiğine getirerek üstünlüğünü belirtir. Judo bu tür kuralları bedensel ve zihinsel enerjiden en üstün ve en uygun bir şekilde kullanabilme yöntemini öğretirken, bunu yaşamın her döneminde de kullanmasını sağlar.
HENTBOL SPORU :
Kapalı salonda 7, açık alanda 11′er kişilik iki takım arasında, topun elle oynanarak kaleye sokulmasına dayanan spor dalıdır. İlk kez 1927′de İstanbul’da bir açık alan sporu olarak oynanan hentbol, daha sonra yavaş yavaş Anadolu’ya da yayılarak oynanmaya başlanmıştır. Ancak Türkiye’de hentbol, voleybol ve basketbol ile birlikte 1942 yılında “Spor Oyunları Federasyonuna” bağlanınca canlanmaya başlamış, ilk hentbol ligi 1942-43 sezonunda İstanbul Hentbol Ligi adıyla kurulmuş ve o yıl Defterdar Takımı şampiyon olmuştur. 1943-44 ve 1944-45 yılları arasında ise Galatasaray şampiyonluğu elinde tutmuştur. 1945′te ilk kez düzenlenen Türkiye Şampiyonası düzenlenmiş, şampiyon da” Kara Harp Okulu”olmuştur.
GOLF SPORU :
Üzerinde doğal Ve yapay engellerden oluşan parkurlar bulunan geniş bir çim arazide, özel bir topu sopalar yardımıyla her parkur sonundaki deliğe en az sayıda sıralı vuruşla sokma esnasına dayanan açık alan sporudur. Rakibe ve skora karşı oynanmadığı için golf, her yaş, cinsiyet ve kondisyonda yapılabilen bir spordur. Golf sporunun kökenin 15.yüzyıllara indiği, bu dönemde Hollandalı denizcilerin golfa benzeyen bir oyunu aralarında ilk kez oynadıkları bilinmektedir. Flemenkçe’de “çomak” anlamına golfun daha sonra denizciler tarafından Britanya adalarına taşındığı sanılmaktadır.
ATICILIK SPORU :
Barutun bulunup ateşli silahların kullanılması ile spor görünümüne kavuştu. Hayli masraflı olan bu silah kullanma sporu 19.yüzyılın ortalarında Kuzey Avrupa ülkelerinde ve İngiltere’de başladı. Atıcılıkta ilk dünya şampiyonası 1890′da yapıldı, 1896 Olimpiyatlarının programına alındı. Atıcılık Osmanlı döneminde 1940 yılından itibaren ele alındı. Spor klüplerinin kurulması ve ordunun ilgi göstermesi ile kabul edildi.
ATLETİZM SPORU :
İnsanoğlunun yaptığı en eski spor dallarından biri. Fiziksel güç, dayanıklılık, çeviklik, hız gibi nitelikler gerektiren; koşu, yürüyüş, atma ve atlamalardan oluşan çalışmalar, etkinlikler, oyun ve yarışmaları ifade eder. Antropologlar, sosyologlar ve spor araştırmacılarının belirlediklerine göre, insanoğlu çok eski çağlarda yaşama mücadelesi verirken atletizme başladı, Vahşi hayvanların saldırısından kaçmak ya da karnını doyurmak üzere avlayacağı hayvanları kovalamak için koşmayı öğrendi. Kendisini korumak için önce taş, daha sonra mızrak atma tekniklerini geliştirdi. Antik çağda düzenlenen olimpiyat oyunlarının ana yarışma dalını da atletizm oluşturdu. Bilinen ilk olimpiyat şampiyonu M.Ö. 776′da yapılan ilk olimpiyatın 200 metre birincisi Elisle Corebus oldu. Buna paralel olarak KIR KOŞULARI, YOL KOŞULARI, PİST KOŞULARI’dır.
BASKETBOL SPORU :
Topu yerden 3.05 metre yükseklikteki bir çemberden geçirmeye çalışan beşer kişilik takımların elle oynadıkları oyun. Basketbol, aslen Kanadalı olan ve 39 yılını Amerika’da spor öğretmenliği yaparak geçiren Dr. James Naismith tarafından bulundu. İlk basketbol maçı 20 Ocak 1892 günü Springfield YMCA dershanesinde spor salonunda oynandı. Naismith oyunun esaslarını 13 ana maddede topladı. Ülke içindeki işbirliği ile bu oyun iki yıl içinde tüm Amerika’ya yayıldı. Amerikanlı askerler birinci dünya savaşın sırasında basketbol un Avrupa’ya yayılmasında büyük rol oynadılar.
BİNİCİLİK SPORU :
At terbiyesi, engel atlama, kros gibi ana bölümlerden oluşan bayan ve erkek sporcuların bir arada yarıştığı olimpik atlı spor dalı.
Binicilik sporunun tarihi, İnsanın atı ehlileştirerek binmeye başladığı ilk çağlara dayanır. 4 bin yıllık geçmişiyle en eski spor dallarından biri olarak kabul edilir. M.Ö. 688′de Yunanlılar Iskitler’den öğrendikleri biniciliği “araba yarışları” biçiminde olimpiyat yarışma programına aldılar. 16.yy’da ilk binicilik okulu İtalya’nın Napili kentinde açıldı. At ve binicilik, İslam dünyasında özellikler Türkler arasında önemli bir yer tuttu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde köyden büyük şehirlere kadar hemen her kesimde binicilik yarışmaları düzenlendi. Sultan Abdülaziz düzenlediği yarışlar sayesinde bu spor dalına verilen önemi arttırdı. 1913′te Mahmut Şevket Paşa, Sipahiocağı’nı kurdular. Bu ocak sayesinde özellikle ordu, biniciliğimizin en önemli kaynağı haline geldi.
BİSİKLET SPORU :
İnsan gücünü ise çeviren, pedal veya benzeri bir mekanizma ile çalışan iki tekerlekli motorsuz taşıt aracıyla, özel pistte, yolda veya açık arazide ferdi ve takım halinde yapılan spor dalı. 19.yüzyılda ortaya çıkan ilk bisiklet örnekleriyle başladı. 1690′da Fransız asilzadelerden Sivrac’ın yaptığı ve “Celerifere” adını verdiği iki tahta tekerlekli pedalsız bisiklettir. 1834′te İskoç Kirkpatrick McMillan pedalı icat etti. 1866′da bisiklet yaygınlaşmaya başladı. Bisiklet 1896 da ilk olimpiyatlarda yer aldı. Saate karşı yarış ise 1900′de yapıldı ve halen yarışma olarak kabul edilir.
BOKS SPORU :
Özel eldiven takılmış, kilolarına göre sınıflandırılmış, iki kişinin, ring adı verilen kare biçimindeki bir alanda yumruklarıyla vuruşarak birbirlerine üstünlük sağladıkları, amatör veya profesyonel olarak oynanan oyun. En eski spor dallarından biri olan boksun 5 bin yıllık geçmişi vardır. Önceleri askeri amaçlarla, yakın yakın dövüş tekniklerinden biri olarak boks özellikle jimnazyumlarda gençlere öğretiliyordu. Daha sonra güreşin bir parçası olarak spordaki yerini almaya başladı. M.Ö. 2500 yıllarında boks’un bir spor mücadelesi biçiminde uyguladığı, Mezopotamya’da Bağdat yakınlarında bulunan tabletlerdeki kabartmalardan da anlaşıldı. Boks’un temelleri İngiltere’de atıldı. 17.yy’da İngiliz’ler vuruş biçimlerini belirlediler. Şiddet unsurlarını azaltarak olayın sportif yanını geliştirdiler.
CIMNASTIK SPORU :
Atletizm ve gösteri niteliklerini taşıyan, vücudun esnekliğine, çevikliğine dayalı çeşitli ritmik-artistik hareketlerden oluşan, bayanlar ve erkeklerin yaptığı aletli-aletsiz spor dalı. Cimnastik sporunun kökleri tarih öncesi eski çağlara kadar uzanır.
Sosyologlar, insanoğlunun maymunlardaki çevikliğe özenerek ilk cimnastik hareketlerini taklit yoluyla gerçekleştirdiğini belirtirler. Cimnastik, Cin, Pers, Hindistan, Yunan ve Roma uygarlıklarında da önemli yer tutar. Bugünkü modern cimnastiğin temelleri 18.yy’da Almanya’da atıldı. Modern cimnastik, Atina’da düzenlenen 1896 olimpiyatlarından itibaren olimpiyat programlarına alındı.